|
|
|
Nisan yağmuru ile geldin gönlüme.
Hazan esintisi ile çekip gittin.
Soramadım sebebini.
Ansızın veda ettin.
Güller açtı yeniden dalında
Ama yoksun sen
Karabulutlar üşüştü sevdamıza
Boşalttı kinini üzeremize
Nerden bilebilirdim bu yağmurun
Ayrılığın son gözyaşları olacağını
Bulutlar hain bulutlar vefasız
Bulutlar zalim bulutlar acımasız
Ve sevadamız savunmasız
Teslim olduk onlara
Ne hayaller kurardım
Tıpkı dalından koparılmış
Bir yaprak gibi sarardım soldum.
Sen şimdi çok uzak ellerde...
Yağmura teslim olmuş bir gül
Ben çöl sıcaklığında sevdanla
Kavrulan yaralı bir gönül.
Yağmurlar düşüyor güller üzerine.
İçime damlayan göz yaşı gibi.
Bir kara sevda idi bu
Yaşandı ve acıları ile bitti....
|
|
 |
AGA KAŞIĞIN BANA VER
Erzurum'un köylerinden gırgıt bir ağanın Memet isminde hizmetkârı(ırgat) varmış. Bir gün ağa hizmetkârı yemeğe çağırır. Ancak sofrada tek kaşık vardır. Ağa bir öneride bulunur:
-Ula Memo sen yedi tene köy adi sayana kadar ben yiyim; daha sonra ben sayarken sen yersen der. Memo kabul eder, ağa daha ikinci kaşığı ağzına götürmeden hızlı bir şekilde Memo yedi köyü sıralar:
-Erçik, Ermeçik, Tikkir, Poççik, Tevrüçük, Ağveren Ağaver Ağa kaşığı beri ver. Ağa kaşığı verir. Sıra ağa'ya gelmiştir. Ağa yedi köyü sayana kadar Memo yemeği bitirir.
BAŞKA KİMSE YOKMU ?
Körkütük sarhoş dadaş evine giderken belediyenin açtığı çukura düşer.
Çabalar çıkamaz,bağırmağa başlar:
''volaa beni gurtaracag çimse yohmi?''
Bağırtıyı duyan biri çukura yanaşır.
Kurtarcağı adamın sarhoşolduğunu anlayıca,''Bak dadaş seni gurtarıram ama bene söz ver bi daha içmeyecahsan'' der.
Bizimki kuyunun diğer tarafına gider başlar bağırmaya:
Volaaa beni gurtaracah başka çimse yohmu yav!!!!!!!
AGİDEYİ NEYDİM OĞLUM
Agideyi çok seven kadınınkocası ölür. Aradan uzun zamangeçer.Adet üzere oğlan anasına soa;Ana sen agideyi çoh sevisen,sene agide mi alim,yohsa seni ere mi(kocaya) verim?
Anası içini çeke,cevap verir;
"Oğul,ben ehdiyar gari.Agideyi hangi dişiminnen yiyim!!!
DADAS
Ermeni katliamının sürdügü dehsetli günlerdi. Yine bir grup savaş artığı Erzurumluyu Yanıkdere civarına götürüp kursuna diziyorlardı. Halkı sıraya dizmişler, teker teker çağırıp bir kayanın arkasında katlediyorlardi.
İçlerinden biri merak edip ne oluyor diye başıni uzatınca arkasındaki uyardı:
-Dadas neyidirsen...
Sirayi bozub başımıza iş açacahsan
GÖRÜMCEM CİLE
Erzurum'a trafik ışıklarının ilk geldiği günlerde teyzenin biri karşıdan karşıya geçiyormuş fakat yol yayalar için kapalı teyzenin kural ihlalini gören trafik memuru:
-"Baci baci nereye gidirsen" diye seslenmiş.
teyze de;
-" Cörümcem cile, cörümcem cile"
KARNIM AĞİRİR
Erzurumlu kadının biri mantı hamuru yoğururken bir köpek gelip hamuru kapar.
Kadın oklavayla köpeğe vurur. Köpek hamuru bırakıp kadına karşı hırlamaya başlayınca kadın korkar ve : "Şey yani dedim ki yersen karnın ağırır."
HERKES HACİ
Erzurum'un bir mahallesine dışardan bir misafir gelir. Ve birirsini sorar. Mahallede bulunan yaşlı bir adama yaklaşır ve
- Hacım der, bu mahallede bir Hacı varmış tanirmisiz diye sorar.
Yaşlı adam da :
- Gardaş der bu mahallede herkes haci, burda 4 tene müslüman kaldık. Adını bilirsen adını de demiş...
FARZET Kİ
Erzurum’da birisi tanıdık bir köylü dostuna misafirliğe gider. Ev
sahibi izzet ikramda bulunur. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur yer elması getirir. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir :
-Ağa ne zehmet ettin, bunlara ne lüzum vardi, deyince, köylü:
- Ne zehmeti efendi farzet ki müsürlüge töhmüşem öküzler yiyir !
HOCA VE ESNAF
Naim Hoca bir gün Zeynal camisinin önündü kavaflar esnafıyla oturmuş çay içiyor, esnafların içerisinden birisi hocaya;
-Hocam bu galalılar (Pasinler) cennete girer mi , diye sorar
Hocada çayından bir yudum çeker ve ;
-Kordur mordurlar ama gene girerler der
Hocanın cevabının karşısında esnaflar gülüşürler ve bu defa soruyu galalılar (pasinler)sorarlar,
-Hocam ya bu İspirliler
Hoca hiç düşünmeden
-Nevzen billah aman onlarnan şeytan baş edememiş biz nasıl edah gardaş onalar kapıdaki melaikeleride gandırır bir yolunu bulur gene girerler diyince, ilk soruyu soran esnaf gevrek gevrek gülmeye başlar ve
-Hocam ya bu Tortumlular
-Hoca çayından bir yudum daha çeker ve "ola oğul hoç orası hayvanat bahçesi değil der
|
|
 |
|
|
|
|
Hadi sil
Göz yaşını yağmur gözlüm.
Gitmedim ben, yanındayım.
Beni ararsa gözlerin,
Kuştayım kanattayım.
Çiçekteyim tomurcuktayım.
Bulutların ötesinde
Daldayım yapraktayım.
Gitmedim ben yağmur gözlüm.
Dön bak arkandayım.
Bazen sır olur benliğim.
Kaybolur giderim.
Bazen söz olur yüreğim.
Dalar giderim.
Bazen köz olur yüreğim.
Yanar giderim.
Gitmedim yağmur gözlüm.
Ben yanındayım. |
|
Uzaklarda mahsun mağrur bakışını özledim.
Dikenli yollarda adım adım atışını özledim.
Çıkıpta birgün karşıma canım deyişini özledim.
Elveda nazlı çiçeğim Berivan.
Her akşam oturupta sohbetini özledim.
Çiçeklere bakıpta silüetini özledim.
Yollara bakıpta hasretini özledim.
Elveda nazlı çiçeğim Berivan.
Elveda aşk çiçeğim Berivan.
Elveda elveda elveda elveda.. |
|
Şimşekler çakıyor beynimde hergün,
Tufanlar kopuyor yine gönlümde.
Yıldızlar kayıyor gökyüzünden,
Bir tek sen varsın benim gözümde.
Çekil önümden ey deli sevdam,
Yıkıl karşımdan kahpe gurur,
Öyle bir sevdaki bu,
Hiç şakası yok senide vurur. |
|
İnceden bir ses geldi ötelerden,
Nereden geldiğini bilemedim.
Cefayı hüznü mutsuzluğu,
İçime attım silemedim.
Bumuydu senin sevdan?
Aşkmıydı yaşadıklarım?
Yokluğunda,
Durmadı gözyaşlarım.
Ağladım ağladım, sensizlik,
Rüyasında. ve aniden uyandım. |
|
|
 |
|
|
|
|